Türk Medline
Dokran

DURUMLUK-SÜREKLİ KAYGI ÖLÇEĞİNİN (STAI-TX) RASTGELE SEÇİLMİŞ BİREYLERDE UYGULANMASI VE SONUÇLARI

ECE YILDIZ, EMİNE NEŞE YENİÇERİ, KURTULUŞ ÖNGEL

Smyrna Tıp Dergisi - 2019;4(1):19-24

Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD, Muğla

 

Amaç: Kaygı, bir tehdit altında hissedilen korku ve gerginlik durumu olarak ifade edilebilir. Sürekli ve durumluk kaygısı şeklinde değerlendirilebilir. Bu çalışmada, genel popülasyondaki kaygı düzeyleri ile bireylerin sosyodemografik değişkenleri arasındaki ilişkinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma prospektif, kesitsel tipte planlanmıştır. Hastaneye herhangi bir nedenle başvuran ve rastgele seçilen 300 hastaya uygulanan STAI-TX kaygı ölçeğine verdikleri cevaplar değerlendirilmiştir. Veriler, Statistical Package for Social Sciences (SPSS) 22.0 istatistik programında ki-kare, Anova ve ortalama-t-testi ile değerlendirilmiş; p<0,05 istatiksel anlamlı olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Üçyüz kişinin 168’i (%56) kadın, 124’ü (%41,3) erkekti; 8 kişi cinsiyet belirtmemişti. Ortalama yaş 41,94±0,94 saptandı (min:9, max:89). Eğitim durumuna göre; eğitimi olmayanlar 9 kişi (%3), ilköğretim mezunları 97 kişi (%32,3), lise mezunları 81 kişi (%27) ve üniversite mezunları 82 kişi (%27,3) bulundu. Gelir düzeyine göre; 1000 TL ve üzerinde olan kişi sayısı 185 kişi (%61,7) saptandı. 107 kişi (%35,7) herhangi bir işte çalışırken, 169 kişi (%56,3) herhangi bir işte çalışmamaktaydı. Kişilerin durumluk ve sürekli kaygı ölçek puanları karşılaştırıldığında istatistiksel anlamlı bulundu (p:0,000). Erkeklerin %40,3’ü, kadınların %59,5’i şu an sakinim sorusunda hiç veya biraz cevabını verdi. Erkeklerin, durumluk ve sürekli kaygı ölçeklerine göre istatistiksel anlamlı olarak kadınlardan daha sakin olduğu görüldü (p:0,003; d:-,178). Gelir düzeyi ile kaygı ilişkili soruların büyük çoğunluğu istatistiksel anlamlılık göstermedi. Sonuç: Cinsiyet açısından, genel toplum düzeyi ile uyumlu bir oran saptandı. Eğitimsiz grup çok düşük olmakla birlikte; eğitim durumuna göre dağılım gruplar arası benzerlik göstermekteydi. Her iki cinsiyette de sakin olma durumunun düşük olması göze çarptı; bu durumun sebeplerinin toplum sağlığı açısından araştırılması gerekmektedir. Gelir düzeyi ile kaygı arasında anlamlılık olmaması; kişilerin kaygı duymayacakları kadar gelirlerinin olmadığını düşündürdü. Kişiler hem sürekli hem de anlık olarak kaygılıydılar. İstatistik anlamlı olarak ortamda bulunma kaygı yaratmamakla birlikte; erkeklerde %13, kadınlarda %17 oranında kaygı puan artışı görüldü.