Türk Medline
Dokran

AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASINDA KOGNİTİF DİSFONKSİYON

FERDİ MENDA, ÖZGE KÖNER

Göğüs Kalp Damar Anestezi ve Yoğun Bakım Derneği Dergisi - 2010;16(2):46-50

 

Kalp cerrahisi sonrasında kognitif disfonksiyon insidansının oldukça yüksek olduğu gösterilmiştir. Kognitif fonksiyon bozuklukları hastaların yaşam kalitesini etkilemekle birlikte, sağlık sistemine de önemli oranda maddi yük getirmektedir. Postoperatif kognitif disfonksiyona neden olan etyolojik faktörler henüz tam olarak aydınlatılmamışsa da, oluşumunda preoperatif, intraoperatif ve postoperatif etkenlerin rol oynadığı bildirilmektedir. Ayrıca genetik faktörlerin de önemli olabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur. İleri yaş, düşük eğitim seviyesi, diabetes mellitus, sistemik arteriyel hipertansiyon, kronik böbrek yetersizliği ve alkol bağımlılığı kognitif disfonksiyon insidansını arttırmaktadır. Uzamış cerrahi süre, düşük serebral perfüzyon basıncı, kardiyopulmoner baypasa bağlı emboliler ve inflamasyon, intraoperatif hiperglisemi, postoperatif hipoksi ve atriyal fibrilasyon kognitif disfonksiyon riskini yükseltmektedir. Kalp cerrahisi sırasında hipoterminin kognitif disfonksiyonu önlemede etkili olduğu konusunda çelişkili çalışmalar mevcuttur. Bir glutamat antagonisti olan remasemid, antiaritmik dozdaki lidokain, rekombinant eritropoetin ve ketaminin kognitif disfonksiyonu önlemede kullanılabileceğini gösteren yayınlar mevcuttur. Bu derlemenin amacı kalp cerrahisi sonrasında görülen nörokognitif bozukluklara yol açan etkenleri incelemek ve önleyici yöntemlerdeki gelişmeleri irdelemektir.