Türk Medline
Dokran

CİNSEL İSTİSMAR MAĞDURLARINDA İSTİSMAR SÜRESİ VE SIKLIĞI İLE TRAVMA BELİRTİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

ŞEREF ŞİMŞEK, SALİH GENÇOĞLAN

Dicle Tıp Dergisi - 2014;41(1):166-171

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri AD, Diyarbakır, Türkiye

 

Amaç: Bu çalışmada istismar süresi, istismar sıklığı ve diğer sosyodemografik değişkenler ile travma belirtilerinin varlığı ve şiddeti arasında ilişkinin olup olmadığını araştırmayı amaçladık. Yöntemler: 2010 yılında Akdeniz Üniversitesi ÇERSH polikliniğine cinsel istismar nedeniyle başvuran 5-17 yaşları arasındaki 65 çocuk ve 65 anne değerlendirmeye alındı. Çocukların DSM IV’e göre tanısının ve eş tanıların belirlenmesi için Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu (K-SADS-PL) uygulanmasının ardından Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) varlığının ve şiddetinin belirlenmesi için çocuk ve gençler için klinisyen tarafından uygulanan travma sonrası stres bozukluğu ölçeği” (TSSB-ÖÇE) uygulandı. Annelerde TSSB varlığının ve şiddetinin belirlenmesi için ise klinisyen tarafından uygulanan travma sonrası stres bozukluğu ölçeği” (TSSB-Ö)uygulandı. Bulgular: Mağdurların %84,6’sı (n=55) kız, %15,4’ü (n=10) ise erkekti. Hem istismar süresi hem de istismar sıklığı ile CAPS (TSSB-ÖÇE) B, C ve D puanları arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı (P>0,05). Benzer Şekilde istismar süresi ve istismar sıklığı ile annenin CAPS (TSSB-Ö) B, C ve D puanları arasında da anlamlı bir ilişki yoktu (P>0,05). Kızlarda, yaşın ve eğitim yılının CAPS (TSSB-ÖÇE) B, C ve D puanları ile pozitif korelasyonu vardı. İstismar yaşı düştükçe anne ve babanın eğitim yılı da düşüş göstermekteydi. Sonuçlar: Cinsel istismar sonrası ruhsal etkilenmede çoklu etmenlerin (bireysel, ailesel ve istismara ait) birlikte rol oynadığını düşünmekteyiz. Ebeveynlerin eğitim düzeyi hem istismar riski hem de çocukta istismar sonrası görülen ruhsal etkilenme ile ilişkili olabilir.