Türk Medline
Dokran

ÇOCUKLARDA İFOSFAMİDE SEKONDER RENAL DİSFONKSİYONLAR

GÜLNUR TOKUÇ, AHMET YALÇINER, REJİN KEBUDİ, SEMA DOĞAN, ÖMER GÖRGÜN, İNCİ AYAN

Turkish Journal of Oncology - 1995;10(4):40-42

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, İstanbul

 

Pediyatrik tümörlerde ifosfamidin artan kullanımı ile beraber nefrotoksisite, sebep olabileceği kronik morbidite açısından, önem kazanmıştır. Bu çalışmada yaşları 3-14 yıl (medyan 8) arasında değişen solid tümörlü ve ifosfamid tedavisi alan 18 vakanın renal glomerüler ve tubuler fonksiyonları incelenmiştir. Bu amaçla rutin kan üre, kreatinin, kalsiyum, fosfor, elektrolit; idrar kreatinin, fosfor, glikoz, protein, idrar retinol bağlayıcı protein ve beta-2 mikroglobülin seviyelerine bakılmıştır. Hipofosfatemi, fosfatüri, proteinürisi , olan bir hasta dışında tüm hastaların kan biyokimyaları, kreatinin klirensleri ve tubuler fosfat reabsorbsiyonları normal olup, hiçbirinde proteinüri, hematüri ve glikozüri saptanmamıştır. Buna karşın, idrar retinol bağlayıcı protein ve beta-2 mikroglobülin, 6 hastada yüksek bulunmuştur. İfosfamidin artan kümülatif dozuyla korele olarak (54-126 g r/m2), rutin böbrek fonksiyon testleri normal olsa bile, idrar retinol bağlayıcı protein ve beta-2 mikroglobülin artışı renal toksisitenin ilk habercisi olabilir. Bu nedenle, ifosfamid içeren kemoterapi alan hastalarda periyodik olarak idrar beta-2 mikroglobülin ve retinol bağlayıcı protein seviyelerinin kontrolü önerilir.