Türk Medline
Dokran

DİSFONKSİYONEL İŞEMELİ ÇOCUKLARIN TANISINDA VE TEDAVİ ETKİNLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE SEROTONİN METABOLİTİ İDRAR 5-HİDROKSİİNDOLASETİK ASİT DÜZEYLERİ VE BİOFEEDBACK TEDAVİSİ İLE ETKİLEŞİMİ

BAHADIR TOPUZ, GİRAY ERGİN, BURAK KÖPRÜ, TURGAY EBİLOĞLU, HASAN CEM IRKILATA, YUSUF KİBAR, MUSA MURAT DAYANÇ

Journal of Urological Surgery - 2018;5(4):176-181

University of Health Sciences, Gülhane Training and Research Hospital, Clinic of Urology, Ankara, Turkiye

 

Amaç: Disfonksiyonel işeme (Dİ), nörolojik olarak normal çocuklarda gelişen bir durumdur ve dış üretral sfinkter ile mesane arasındaki koordinasyonsuzluk olarak açıklanmaktadır. Serotoninin alt üriner sistem üzerinde tam olarak açıklanamayan bazı etkileri vardır. Selektif 5-hidroksiindolasetik asit (5- HIAA) agonisti, serotonin gibi işeme disfonksiyonu olan sıçan modelinde işeme etkinliğini geliştirir. Serotonin 5-HIAA’ya parçalanarak idrar ile atılır. Nöromodülatör düzeylerindeki bir sorunun Dİ etiyolojisine yol açabileceğini düşünüyorduk ve idrardaki 5-HIAA düzeylerini değerlendirdik. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız Dİ tanısı konulan 5-15 yaş arasındaki 130 çocuk ile 2013 ve 2015 yılları arasında planlandı. İdrar numuneleri, kontrol grubunda sadece bir kez ve çalışma grubunda biofeedback tedavisi ile olan farkı ve etkileşimi belirlemek için 3 kez [biofeedback tedavisinden önce ve sonra (altıncı ay ve on ikinci ay)] alındı. Bulgular: Biofeedback tedavisinin Dİ’de etkili bir yöntem olduğu bulundu. Ancak çalışma (6, 139±3, 652) ve kontrol grubu (6, 374±4, 329) arasında ortalama idrar 5-HIAA/kreatinin (u5-HIAA/Cr) düzeyinde anlamlı farklılık yoktu (p=0, 751). Dİ grubunda, biofeedback tedavisinin başlangıcında ve sonundaki (6. ay) ortalama u5-HIAA/Cr düzeyleri sırasıyla 6, 249±4, 132 ve 6, 19±4, 715 idi (p=0, 951). Dİ grubunda, biofeedback tedavisinin başlangıcında ve on ikinci ayda ortalama u5-HIAA/Cr düzeyleri sırasıyla 5, 901±3, 291 ve 6, 644±4, 206 idi (p=0, 557). Dİ grubunda tedavi öncesi ve sonrası u5-HIAA/Cr düzeyleri arasında anlamlı fark yoktu. Sonuç: Dİ etiyolojisinde merkezi sinir sisteminde nörotransmitter metaboliti seviyesinde bir sorun olup olmadığını hala bilmiyoruz. Bu ilişkiyi değerlendirdik, ancak önemli bir sonuç bulamadık. Dİ etiyolojisi ve tedavisinde nöromodülatörlerin rolü hakkında daha fazla bilgi edinmek için yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.