Türk Medline
Dokran

DOĞUŞTAN OLMAYAN AKUT MİYELOİD LÖSEMİYE YÖNELİK İLK GERİLEMENİN KAZANILMASINDA MOLEKÜLER SİTOGENETİK ABERASYONLARIN ÖNEMİ

MILENA G VELIZAROVA, EVGUENIY A HADJIEV, KAMELİA V ALEXANDROVA, DORA N POPOVA, IVANKA DIMOVA, BORİANA M ZAHARIEVA, DRAGA TONCHEVA

Turkish Journal of Hematology - 2008;25(4):190-194

Department of Hematology, AIIMS, New Delhi, India

 

Amaç: Akut miyeloid lösemi (AML) teşhisi konulan yetişkinlerin büyük çoğunluğu edinsel sitogenetik aberasyona sahiptir. Bu makalede AML‘ye ilişkin majör sitogenetik bulgular sunulmakta ve ilk tam remisyon üzerindeki klinik anlamları incelenmektedir. Yöntem ve Gereçler: Miyelodisplazi tanısı konulan ve akilleyici ilaçlarla tedavi edilen de novo AML li 71 hasta incelenmiştir. Konvensiyonel sitogenetik ve FISH yöntemleri ile kemik iliği hücreleri incelenmiştir. AML hastaları sitogenetik, moleküler ve genel laboratuar sonuçlarına göre 12 alt gruba ayrılmıştır. Analiz edilecek parametreler, uluslar arası olarak kabul gören yetişkin AML hastalarında "prognostik faktörler” ile uygun olarak seçilmiştir. Bulgular: İndüksiyon tedavisinden sonra vakaların %40‘ında tam remisyon görülmüştür (tedavinin başlamasından itibaren ortalama 2.3 ay). Translokasyon (15;17) PML-RARA ve inv(16)/CBFbeta-MYH11Ñ olan hastaklarda en yüksek renmisyopn elde edildi. Hipodiploidi, t(9;22)/bcr-abl ve komplex karyotip hastalarının bir kısmı tedaviye dirençliydi kalan kısmı da AML teşhisinden sonraki ilk 3 ay içerisinde kaybedildi. Sonuç: Moleküler-sitogenetik bulgular ilk tam remisyonun elde edilmesinde anlamlı derecede önem taşımaktadır. Ancak laboratuar özellikleri ile biyolojik özellikler (yaş, lökosit ve LDH) ve AML tipinin hastalık outcome üzerinde büyük etkisi vardır.