Türk Medline
Dokran

GEÇ PREMATÜRE VE ZAMANINDA DOĞMUŞ BEBEKLERDE HİPERNATREMİK DEHİDRATASYON: RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRME

ALİ GÜL, ŞAHİN TAKÇI, SÜLEYMAN EKREM ALBAYRAK, ERGÜN SÖNMEZGÖZ

Jinekoloji-Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi - 2017;14(2):52-55

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri A.B.D., Tokat, Türkiye

 

Amaç: Erken taburculuk uygulamalarının yaygınlaşmasıyla hipernatremik dehidratasyon, yenidoğan servislerine tekrar yatışın en sık nedenlerinden olmuştur. Hipernatremik dehidratasyonlu bebeklerin çoğunun aktif ve emme reflekslerinin güçlü olması, erken tanının gecikmesine neden olmaktadır. Gereç ve Yöntemler: Yenidoğan yoğun bakım ünitesine (YYBÜ’ne) yatırılmış olan ve sodyum değeri ≥147 mmol/L olan zamanında doğmuş ve geç prematüre bebekler geriye dönük olarak çalışmaya alındı. Konjenital anomalisi olan ve beslenmeyi olumsuz etkileyecek hastalığı olan bebekler çalışma dışı bırakıldı. Bulgular: YYBÜ’de izlenen 21 (%50)’i kız olmak üzere 42 hasta çalışmaya dahil edildi.YYBÜ’ne çeşitli etiyolojilerle yatırılmış 1100 geç prematüre ve zamanında doğmuş bebek içinde hipernatremik dehidratasyon sıklığı YYBÜ için % 3, 8 olarak belirlendi. Çalışma gurubunun başvuru yaş ortalaması 4, 50±0, 71 gün (1 ile 15 gün arası), doğum ağırlığı ortalaması 3012±576 gr ( 1700 ile 4210 gr arası), doğum haftası ortalaması 37, 91±1, 95 haftaydı (34 ile 41 hafta arası). Hastaların serum sodyum ortalama değeri 152, 36±4, 48 mmol/L ( 147 ile 165 mmol/L arasında) idi. Doğum ağırlığından yüzdelik kilo kaybı oranı ortalaması 34 hasta için %8, 88±4, 74 (%0 ile %17 arası) idi. Serum sodyum değeri ve yüzde kilo kaybı arasında orta derecede anlamlı korelasyon vardı (r=+0.45, p= 0.008). 21 bebekte (%50, 0) sarılık saptanırken, 6 hastada sarılığa ek olarak dehidratasyona bağlı ateş vardı. Sonuç: Yenidoğanlarda son dönemlerde artan hastaneden erken taburculuk sebebiyle, akut ve uzun dönemde mortalite ve morbiditesi fazla olan hipernatremik dehidratasyona sık rastlanmaktadır.