Türk Medline
Dokran

HER-2 DURUMU İMMÜNHİSTOKİMYA İLE NEGATİF OLAN İNVAZİV MEME KARSİNOMLARINDA İN SİTU HİBRİDİZASYON YÖNTEMİ İLE DEĞERLENDİRME (ULUSAL ÇOK MERKEZLİ ÇALIŞMA)

SITKI TUZLALI, EKREM YAVUZ, TÜLAY CANDA, MERİH GÜRAY, MELİN ÖZGÜN GEÇER, YURDANUR SÜLLÜ, CEM SEZER, DİNÇ SÜREN, SERPİL DİZBAY SAK, ZERRİN CALAY, ŞENNUR İLVAN, SUZAN ZORLUDEMİR, MELEK ERGİN, FATMA ŞEYDA KARAVELİ, ELİF PEŞTERELİ, FATİH ÖZDENER, KASIM ÜSTÜNDAĞ

Türk Patoloji Dergisi - 2014;30(2):87-93

Departments of Pathology, 1İstanbul University, İstanbul Faculty of Medicine, İSTANBUL, TURKEY

 

Amaç: Bu çalışmada, Her-2 durumları önceden immünohistokimyasal olarak skor 0 veya 1+ olarak tanımlanmış meme karsinomu olgularında silver in situ hibridizasyon ile tekrar test yapılarak Her-2 pozitiflik oranının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 9 merkezin katkısıyla, 552 olgu değerlendirildi. Çalışmaya, Her-2 immünohistokimya sonucu 0/1+ bulunmuş meme kanseri olguları alındı. Bu olgulara ait parafin blok kesitlerinde merkez laboratuvarında Her-2 durumu silver in situ hibridizasyon yöntemiyle yeniden değerlendirildi. Her-2 gen amplifikasyonu, Her-2/ CEP 17 oranının 2,2’den fazla olması şeklinde tanımlandı. Her-2/CEP 17 oranı 1,8-2,0 arasındaki olgular şüpheli ve 1,8’in altındaki olgular ise negatif olarak değerlendirildi. Bulgular: 552 olgunun in situ hibridizasyon ile tekrar değerlendirmesinde skor 0 olan olguların 11’i (%3,2) ve skor 1+ olanların 11’i (%5,3) olmak üzere toplam 22 olguda Her-2 gen amplifikasyonu saptandı. Skor 0 ve 1+ olan olgulardaki Her-2 gen amplifikasyon saptama oranları çalışma merkezlerinde %0 ile %10,48 arasında değişmekteydi. Skor 0 olan olguların 28’inde (%8,1) ve skor 1+ olan olguların 25’inde (%12,1) polizomi görüldü. Polizomi olan olgulardan 5’inde (%9,4) Her-2 gen amplifikasyonu olduğu, 48’inde ise (%90,6) olmadığı belirlendi. Sonuç: Çalışmanın bulguları, anti- Her-2 tedaviden yararlanma potansiyeli olan bir popülasyonun (%3,98) immünohistokimya yöntemi ile gözden kaçabileceğini göstermektedir. Bu sonuç, özellikle de çok sayıda meme kanseri olgusuyla karşılaşılan merkezi laboratuvarlarda kalite güvencesinin önemini ortaya koymaktadır.