Türk Medline
Dokran

İNCE BARSAKTA SENKRON ENDOKRİN TÜMÖRLER: OLGU SUNUMU

NİLAY ŞEN, NEŞE ÇALLI DEMİRKAN, AYŞEGÜL AKSOY ALTINBOĞA, HACI BOLAT, ERGÜN ERDEM

The Turkish Journal of Gastroenterology - 2008;19(3):193-196

Departments of Pathology and General Surgery, Pamukkale University, School of Medicine, Denizli

 

Çoğu endokrin tümörlerde malign potansiyel, lokal invazyon ya da uzak metastazın varlığına bağlı olduğu için, senkron/metasenkron tümörleri metastazlarından ayırt etmek önemlidir. Doksan yaşındaki erkek hasta, ampulla Vateri’deki tümöründen dolayı opere edildi. Makroskopik olarak cerrahi spesmen incelendiğinde, duodenumda, 1 cm çapında ölçülen ikinci bir tümör odağı tespit edildi. Hormon hipersekresyonuna bağlı klinik sendromları yoktu. Mikroskopik olarak ampullar tümör, birçok nekrotik alan ile birlikte trabeküler ve rozet benzeri paternlere sahiptir. Tümör, duodenum duvarında muskularis mukozayı invaze etmiştir. Duodenumdaki tümör submukozada lokalizedir ve keskin sınırlıdır. Bu tümör, lenfoid agregatlardan zengin stromayla birlikte trabeküler yapılardan oluşmaktadır. İmmunohistokimya sinaptofizin ve gastrin için pozitif, somatostatin için negatif saptandı. Ek olarak, Whipple rezeksiyon materyalinin antral bölümünün tamamı diffüz parietal hücre hiperplazisi göstermekteydi. WHO 2000 sınıflamasına göre, ampulla Vater’deki tümör iyi diferansiye endokrin karsinom, bölgesel lenf nodu metastazı içermeyen duodenum birinci bölümdeki tümör gastrin üreten iyi diferansiye endokrin tümör ve midenin antral bölümünde diffüz parietal hücre hiperplazisi olarak tanı aldı. Sonuç olarak, klinik ve postoperativ bulgular hastada, ince barsakta primer senkron endokrin tümörler olduğunu düşündürmektedir.