Türk Medline
Dokran

KAHVENİN SAĞLIK VE SOSYAL YAŞANTIMIZDAKİ YERİ

SEVGİ ŞAR

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi - 2012;2(2):35-44

Ankara University Faculty of Pharmacy, Dept. of Pharmacy Management

 

Kahvenin, ülkemizde çok eski yıllardan beri hem sağlık alanında, hem de sosyal hayatta kullanıldığı bilinmektedir. Çekirdeklerin ilk olarak, kahve ağaçlarının kendiliğinden yetiştiği Etiyopya’da kullanılmaya başlandığı sanılmaktadır. Daha sonra buradan Yemen’e götürülerek orada da yetiştirilmeye başlanmıştır. Kahve kelimesinin, Arapça “kahwa”dan geldiği, bu sözcüğün de Habeşistan’da kahve üretilen Caffa bölgesinden alındığı tahmin edilmektedir. Coffea arabica’nın tanelerinden yapılan içecek, Caffa’dan Ali ibn Ömer eş-Şâzelî tarafından Yemen’e getirilmiştir. Şâzilî, daha sonra bu mesleğin piri olarak kabul edilmiştir. Kahvenin 1510 yılında ise Araplar tarafından Mekke ve Medine’ye getirildiği kaydedilmektedir. Kahvenin İstanbul’a ilk kez 1517’de I. Sultan Selim zamanında içildiği, bazı padişahlar zamanında da yasak getirildiği de bilinmektedir. Daha sonra Osmanlı tüccarları sayesinde önce İtalya’ya, sonra Fransa’ya oradan da bütün Avrupa’ya yayıldığı söylenmektedir. Vatanı Habeşistan (Etopya) olan Coffea arabica L. veya diğer Coffea (Rubiaceae) türlerinin kurutulmuş tohumları olan kahve çekirdeklerinin bileşiminde, tanen, uçucu yağ (%0.15), sabit yağ (%15), şekerler ve kafein (%0.6-2.5) bulunmaktadır. Drog taşıdığı kafeinden dolayı dolaşım, sindirim ve merkez sinir sistemini uyardığı, ayrıca diüretik etki de gösterdiği kaydedilmektedir. Bu çalışmada kahvenin tarih boyunca geleneksel tıp da kullanımının yanı sıra sosyal yaşantımızdaki yeri de örneklerle açıklanacaktır.