Türk Medline
Dokran

KORONER ARTER EKTAZİSİ OLAN HASTALARDA KARDİYO-ELEKTROFİZYOLOJİK DENGE İNDEKSİ VE TP-E/QT ORANININ DEĞERLENDİRİLMESİ

YAKUP ALSANCAK, AHMET SEYFEDDİN GÜRBÜZ, BEYZA SAKLI, ABDULLAH İÇLİ

Journal of Surgery and Medicine - 2019;3(3):223-226

Department of Cardiology, Necmettin Erbakan University, Faculty of Medicine, Meram, Konya, Turkey

 

Amaç: QRS süresine bölünmüş QT intervali olarak hesaplanan, kardiyak elektrofizyolojik denge indeksi (iCEB), malign ventriküler aritmileri öngörmek için yeni bir risk belirleyicisi olarak tanımlanmıştır. iCEB’nin artmış seviyeleri torsades de pointes (TdP) ve azalan iCEB düzeylerinin ise torsades de pointes olmayan ventriküler taşikardi veya ventriküler fibrilasyona neden olduğunu öngörmektedir. Bu çalışmanın amacı koroner ektazisi (KAE) olan hastalarda iCEB kullanılarak, bu hastalardaki aritmojenik riski değerlendirmektir. Yöntemler: Vaka kontrolü olarak tasarlanan çalışmamıza polikliniğimize başvuran 130 hasta dahil edildi. İzole KAE’si olan 75 hasta (çalışma grubu) ve 55 sağlıklı birey (kontrol grubu) çalışmaya dahil edildi. Her iki gruba da 12 adet standart elektrokardiyografi çekildi. Tp-Te intervali, QT intervali, QRS intervali, Tp-Te / QT oranı ve QT / QRS oranları (iCEB) kaydedilerek gruplar arasında karşılaştırma yapıldı. Bulgular: Tp-e intervalleri ve Tp-e / QT oranı çalışma grubunda anlamlı olarak daha yüksek saptandı (p=0, 001). Ayrıca iCEB’in, çalışma grubunda sayısal olarak daha yüksek olma eğilimi olduğu bulunmuştur, ancak gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (p=0, 118). Tp-e ve Tpe / QT oranı, iki veya üç damar KAE’si olan hastalarda, tek damar ektazisi olanlardan daha yüksekti (Tp-e için p≤0, 024 ve Tpe/QT oranı için p=0, 028). iCEB, etkilenen koroner arter sayısı ile daha yüksek bulunmasına rağmen, gruplar arasında istatistiksel olarak fark saptanmadı. Sonuç: Bulgularımız, KAE hastalarının sağlıklı kontrollere göre daha yüksek Tp-Te ve Tp-Te / QT değerlerine sahip olduğunu göstermektedir. KAE’li bireyler için iCEB kullanılarak artmış aritmojenik riski göstermek için daha fazla çalışmaya ihtiyacımız vardır.