Türk Medline
Dokran

KRONİK HEPATİT B HASTALARI VE İNAKTİF HEPATİT B VİRUSU TAŞIYICILARINDA DEPRESYON, ANKSİYETE DÜZEYLERİ VE YAŞAM KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZGE YİĞİT, ONUR URAL, NAZLIM AKTUĞ-DEMİR, ŞUA SÜMER, ÖZKAN GÜLER, LÜTFİ SALTUK DEMİR

Klimik Dergisi - 2017;30(3):136-141

Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Konya, Türkiye

 

Amaç: Bu çalışmada kronik hepatit B (KHB) hastaları ve inaktif hepatit B virusu (HBV) taşıyıcılarında sağlıklı kontrol grubuna göre anksiyete, depresyon ve yaşam kalitesi skorlarının karşılaştırılması, HBV infeksiyonu olan kişilerin takip ve tedavisi sırasında multidisipliner yaklaşımların gerekliliğinin gösterilmesi amaçlandı. Yöntemler: Çalışma Ağustos 2013-Ağustos 2014 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Polikliniği’ne başvuran 100 KHB hastası, 100 inaktif HBV taşıyıcısı ve 100 sağlıklı kontrol olmak üzere toplam 300 kişi üzerinde yapıldı. Tüm katılımcılara anksiyete ve depresyonu değerlendirmek amacıyla Hastane Anksiyete ve Depresyon (HAD) Ölçeği ve yaşam kalitelerini değerlendirmek amacıyla “Short Form-36” (SF-36) uygulandı. Bulgular: HAD Ölçeğine göre taşıyıcı grupta anksiyete riski kontrol grubundan yüksek bulundu (p=0.031). Hasta grubu (p=0.031) ve taşıyıcı grupta (p=0.046) depresyon riski kontrol grubuna göre yüksek bulundu. Hasta grubu ve taşıyıcı grup arasında anksiyete riski ve depresyon riski açısından anlamlı bir fark yoktu (p>0.05). Hasta grubu (p=0.015), taşıyıcı grup (p=0.035) ve kontrol grubunda (p=0.001) kadın hastalarda anksiyete riskinin erkek hastalara göre yüksek olduğu görüldü. Hasta grubu (p=0.037) ve taşıyıcı grupta (p=0.038) kadın hastalarda depresyon riskinin yüksek olduğu görüldü. Tüm olguların medeni durumları, aile tipi, yaşadıkları yerle anksiyete ve depresyon riskleri arasında fark bulunmadı (p>0.05). Yaşam kalitesi parametrelerinden genel sağlık, fiziksel rol güçlüğü ve vitalite skorları, inaktif HBV taşıyıcıları ve KHB hastalarında kontrol grubuna göre düşük bulundu (p<0.05). Sonuçlar: HBV ile kronik olarak infekte kişilerin takip ve tedavileri sırasında ruhsal durumları göz ardı edilmemelidir. Saptanan psikiyatrik bozuklukların etkin şekilde tedavi edilmesi bu olguların sağlıkla ilişkili yaşam kalitelerinin artmasını sağlayacak ve tedaviye olan uyumlarını artıracaktır.