YASEMİN AÇIK, LEYLA GÜNGÖR, MURAT KULOĞLU, MURAT ATMACA, M YÜKSEL GÜNGÖR, A FERDANE OĞUZÖNCÜL
Journal of Experimental and Clinical Medicine - 2003;20(1):10-15
Depresyon, temel sağlık hizmetlerindeki yaygınlığı kadar, sonuçlarıyla da önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yapılan klinik ve epidemiyolojik çalışmalara göre depresyon kadınlarda daha sık görülmektedir. Bu çalışmada, Elazığ Yenimahalle Eğitim, Araştırma Sağlık Ocağı (YMEASO) bölgesinde yaşayan orta ve ileri yaşlardaki kadınlarda depresyon belirtileri yaygınlığı ve etkileyen faktörleri tespit etmek amaçlanmıştır. Sağlık ocağı bölgesinde yaşayan orta ve ileri yaştaki 6213 kadının 361 tanesi randomize sayılar cetvelinden yararlanılarak seçilmiş, tekrarlayan ziyaretlerle 346'sına (%95.8 ) ulaşılmıştır. Katılan her kadına Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HDDÖ) uygulanarak 14 ve üzeri puan alanlar depresyon belirtili olarak kabul edilmiştir. Araştırma sonucunda 113 (%32.6) kişi depresyon belirtili olarak bulunmuştur. Çalışmamızda depresyon belirtileri boşanmış ya da eşi ölmüş kadınlarda daha fazla görülmekte (p=0.006) olup, 35-39 yaş grubu kadınların %25.7'sinde, 70+ yaş gruptaki kadınların %57.1'inde depresif belirtiler mevcuttu. Kronik hastalığı olan kadınların %43.0'ında, ölen çocuk hikayesi olan kadınların %41.4'ünde, herhangi bir okul mezunu olmayan kadınların %36.4'ünde depresyon belirtileri mevcuttu.Sonuç olarak; YMEASO bölgesinde yaşayan orta ve ileri yaştaki kadınlarda depresyon belirtileri sık görülmektedir ve eğitim, medeni durum, aylık gelir, kronik hastalık ile ölen çocuk hikayesi varlığı gibi faktörlerden etkilenmektedir. Bu nedenle birinci basamak sağlık hizmetlerinde çalışan sağlık personeline depresyonun tanı ve tedavisine yönelik eğitim verilmesi önemli bulunmuştur.
