Türk Medline
Dokran

TROMBOSİTTEN ZENGİN PLAZMA İLE KOMBİNE EDİLMİŞ YAĞ DOKU KÖKENLİ STROMAL VASKÜLER FRAKSİYONUN SİLİKON İMPLANTLAR ÇEVRESİNDE RADYASYONUN İNDÜKLEDİĞİ KAPSÜL KONTRAKTÜRÜ ÜZERİNE ETKİLERİ

AYŞE ÖZLEM GÜNDEŞLİOĞLU, İRFAN İNAN, YILMAZ TEZCAN, HATİCE TOY, DİLEK EMLİK, MURAD AKTAN, SELÇUK DUMAN

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Dergisi - 2014;22(1):6-12

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tip Fakultesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD, KONYA

 

Kozmetik veya rekonstrüktif meme büyütme cerrahisi sonrası implant çevresinde gelişen kapsülün nedeni ve patogenezi henüz tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, son dönemde yapılan deneysel çalışmalar ve klinik gözlemler, yağ doku kökenli mezenkimal kök hücrelerin biyomateryaller çevresine uygulanmasının kapsül oluşumunu azalttığına dair olumlu ve cesaret verici sonuçlar ortaya koymuştur. Bu çalışmada, sırt bölgelerine mini silikon implant yerleştirilen ve radyasyon verilerek implantlar çevresinde kapsül oluşturulan ratlarda, trombositten zengin plazma ile kombine edilerek verilen yağ doku kökenli stromal vasküler fraksiyonun, kapsül oluşumu üzerine etkileri araştırıldı. Sırt bölgesinde her iki tarafa yerleştirilen silikon implant alanlarının tek fraksiyon 10 Gy elektron ile ışınlanmasını takiben, tüm ratların sadece sağ tarafta ki implant çevresine ve çevre dokulara trombositten zengin plazma ile kombine edilmiş yağ doku kökenli stromal vasküler fraksiyon uygulandı. Sol taraftaki implant çevresine ise kontrol grubu olmak üzere aynı miktarda serum fizyolojik enjekte edildi. Operasyon sonrası 30. günde implantların çevresinde gelişen kapsül kalınlıkları ultrasonografik, histopatolojik ve immunohistokimyasal olarak incelendi. Sonuçlar kapsül kalınlığı açısından tedavi uygulanan ve uygulanmayan taraflar arasında ultrasonografik, histopatolojik ve immunohistokimyasal değerlendirmelerde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadığını gösterdi. Bu ön bulgular yağ doku kökenli kök hücre ve trombositten zengin plazma kombinasyonunun, silikon implant ile dokuların entegrasyonunun sağlanmasında ve implant çevresinde kapsül oluşumunu azaltmada etkinlikleri olmadığını ve yeni çalışmalara ihtiyaç olduğunu göstermiştir.