Türk Medline
Dokran

TÜKRÜK BEZİ İNCE İĞNE ASPİRASYON SİTOLOJİSİ (39 OLGUDA SİTO-HİSTOPATOLOJİK KORELASYON)

SEVGİYE KAÇAR ÖZKARA, KÜRŞAT YILDIZ

Türk Patoloji Dergisi - 2002;18(3-4):35-38

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

 

Bu çalışmada, tükrük bezi ince iğne aspirasyon sitolojisinin kurumumuzda hastaların tanı ve tedavisindeki yönlendiriciliği ile sito-histopatolojik tanı korelasyonunu araştırmak amaçlandı. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı'nda son beş yılda değerlendirilen toplam 120 tükrük bezi ince iğne aspirasyon sitolojisi olgusu retrospektif olarak gözden geçirildi. Bu olgulardan doku örneği bulunan 39'unun sito-histopatolojik korelasyonu araştırıldı. Preoperatif tükrük bezi ince iğne aspirasyon sitolojisinin cerrahi tedaviye katkısı irdelendi. Toplam 120 olgunun 42'sinde yetersiz örnekleme nedeniyle sitopatolojik tanı verilememiştir. 27 olgu non-neoplastik benign lezyonlar (sialadenit, sialadenozis) grubunda değerlendirilmiştir. 27 olgu pleomorfik adenom, 9 olgu Warthin Tümörü, 2 olgu asinik hücreli karsinom, 1 olgu mukoepidermoid karsinom tanılarını almıştır. 5 olgu "malign", 3 olgu "malignite kuşkulu" olarak rapor edilmiştir. 4 olgu ise "benign- malign" ayırıcı tanısı yapılamadan "tükrük bezi kökenli tümör" olarak değerlendirilmiştir. Doku örneğine ulaşılan 39 olgunun sito-histopatolojik korelasyonu yapıldığında, sitopatolojik olarak pleomorfik adenom tanılı olguların %94.44'ünde (17/18), Warthin Tümörü tanılı olguların % 85.71'inde (6/7) histopatolojik tanı da aynı idi. Sitopatolojisi "malign" olarak değerlendirilen toplam 4 olgunun, 2'si karsinom ex pleomorfik adenom, 2'si ise asinik hücreli karsinom tanılarını almıştı. Sitopatolojisi "kuşkulu" rapor edilen 3 olgudan birinde kistik dejenerasyon gösteren Warthin Tümörü saptanırken, 1 olguda karsinom ex pleomorfik adenom tanısı kondu. "Kuşkulu lenfoproliferatif lezyon" olarak değerlendirilen 1 olgu ise lenfoma tanısı aldı. Sitopatolojik olarak "benign malign" ayrımı yapılamayan 2 olgunun 1'inde adenoid kistik karsinom, diğerinde pleomorfik adenom saptandı. İnce iğne aspirasyon sitolojisi "normal" değerlendirilen 2 olgunun histopatolojik tanıları da "normal" olarak rapor edildi. Sitopatolojik olarak tanısal yeterlilikte bulunmayan 2 olgudan birinde bazal hücreli adenokarsinom, diğerinde adenoid kistik karsinom belirlendi. Kurumumuzda tükrük bezi ince iğne aspirasyon sitolojisinde, benign- malign lezyonların ayrımında %87.5 duyarlılık, %92.86 özgüllük, %91.67 doğruluk oranı saptandı. Tükrük bezi lezyonlarının tanısında ve tedavilerinin yönlendirilmesinde, ince iğne aspirasyon sitolojisinin başarıyla kullanıldığı belirlendi. Yüksek yetersizlik oranının, ince iğne aspirasyon sitolojisinin ekip girişimi olarak yapılması, gerektiğinde tekrarlanması ve yakın klinikopatolojik işbirliği ile en aza indirilmesi durumunda başarının artacağı düşünüldü.