Türk Medline
Dokran

ÜLKEMİZDE İŞİTME KAYIPLI ÇOCUKLARIN PROFİLİ VE TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

AYŞE SANEM ŞAHLI, EROL BELGİN

Acta Medica - 2011;42(2):82-87

Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz AD, Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Bilim Dalı, Ankara

 

Ülkemiz, doğuştan işitme kayıplarının en sık görüldüğü ülkeler arasındadır. Türkiye’de, her yıl yaklaşık olarak 2500 bebek işitme kaybı ile doğmaktadır. Bebeklik ve erken çocuklukta meydana gelen işitme kayıpları, çocuğun konuşma-dil becerilerinin gelişimini engeller; sosyal, duygusal, algısal ve akademik gelişimini olumsuz etkiler. Konuşma ve dil gelişimi için en kritik dönem, hayatın ilk iki yılıdır. Bu dönemde, tanılanamayan işitme kayıplı bebek ve küçük çocuklar, konuşma ve dil kazanımı için gerekli olan en önemli zaman dilimini kaybederler. İşitme kaybının mümkün olan en erken dönemde tanılanması, uygun amplifikasyonun sağlanması (işitme cihazı veya koklear implant) ve yine erken dönemde düzenli işitsel (re)habilitasyon programlarına başlanmasıyla bu çocuklar normal işiten akranlarına yakın düzeyde, konuşma-dil, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim gösterebilirler.