GÜLÇİN ŞAHİN ERSOY, MERYEM EKEN, DENİZ ÖZTEKİN EBRU ÇÖĞENDEZ, MUSTAFA EROĞLU
Zeynep Kamil Medical Journal - 2015;46(2):63-68
Amaç: Üreme endokrinolojisi ve infertilite, tüm dünyada kadın hastalıkları ve doğum disiplini içerisinde bilimsel ilerlemenin en hızlı olduğu alanlardandır. Ulusal kongrelerde bu alanda sunulmuş bildirilerin analiz edildiği bir araştırma henüz yapılmamıştır. Bu nedenle Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’nde 2008-2010 yılları arasında sunulmuş bildiriler incelenerek Türk araştırmacıların üreme endokrinolojisi ve infertilite alanında dünya literatürüne katkılarının belirlenmesi ve gerçekleştirilen kongrenin bu alandaki bilimsel düzeyinin ortaya konulması hedeflenmiştir. Gereç ve Yöntemler: 2008-2010 yılları arasında Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongreleri’nde üreme endokrinolojisi ve infertilite alanında sunulan tüm bildiriler çalışmamıza dahil edilmiştir. Bilimsel araştırmaların uluslararası hakemli dergilerde yayına dönüştürülme durumlarının saptanması için PubMed ve Google Scholar veri tabanları tarandı. Makale veri tabanında saptandıktan sonra; yazar isimleri, yayınlandıkları dergi isimleri, yayınlanma tarihleri, yazarın çalıştığı kurum bilgileri kaydedildi. Bulgular: 2008-2010 yılları arasında Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’nde üreme endokrinolojisi ve infertilite alanında 19’u (%11,8) sözel, 142’si (%88,2) poster olmak üzere toplam 161 bildiri sunulmuştur. Bunların 46’sı (%28,6) Pubmed ve Google Scholar veri tabanına kayıtlı uluslararası hakemli dergilerde makale olarak yayınlanmıştır. Sözel bildirilerin uluslararası dergilerde yayınlanma oranı %68,4 (13), posterlerin %23,2 (33) bulunmuştur. [Odds oranı = 7,14, %95 güven aralığı (GA): 2,52 - 20,4 p<0,001]. Bildirilerin kongrede sunulduktan sonra makale olarak yayınlanmalarına kadar geçen süre ortalama 17,5 ± 12,5 ay olarak tespit edilmiştir. Kurum tipine göre bildirileri incelediğimizde en yüksek yayınlanma oranına üniversite hastaneleri sahipken (%33,3) üniversite hastaneleri ve diğer kurumlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p=0,113). Sonuç: 2008-2010 Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongre’lerinde üreme endokrinolojisi ve infertilite alanında sunulan bildirilerin yayınlanma oranı ülkemizdeki diğer branşlarda yapılan kongre bildilerine kıyasla yüksek orandadır. Yine de bu oranın arttırılıp yabancı bildirilerle aynı düzeye gelmesi ve Türkiye’de gerçekleştirilen çalışmaların daha geniş çevrelere duyurulabilmesi için araştırmacıları yayına teşvik edici yöntemlerin geliştirilmesi, yayına dönüştürülme oranlarında karşılaşılan düşüklüğün olası sebeplerinin irdelenmesi ve çözülmesi gerektiğine inanmaktayız.
