Türk Medline
Dokran

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE PRETERM VE TERM BEBEKLERDE GENİŞLEMİŞ SPEKTRUMLU BETA-LAKTAMAZ ÜRETEN GRAM-NEGATİF BAKTERİ ENFEKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZGÜR ÖZÇEREZCİ, ÜNSAL SAVCI

Çocuk Acil ve Yoğun Bakım Dergisi - 2019;6(2):91-97

Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Çorum, Türkiye

 

Giriş: İzole edilen genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) pozitif suşların tür dağılımları, antibiyotik direnç oranları ve GSBL üretimine katkı sağlayan risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlandı. Yöntemler: Çalışmaya preterm (28-36 hafta) ve term (37-42 hafta) yenidoğanlardan, hastanemiz yenidoğan yoğun bakım ünitesinde en az iki gün takip edilmiş ve çeşitli klinik örnek kültürlerinde GSBL pozitif mikroorganizma üremiş 75 hasta dahil edildi. Hastalara ait dosya kayıtlarından demografik özellikler ve klinik bilgiler geriye dönük olarak değerlendirildi. GSBL pozitif bakterilerin tür tanımlamaları ve antibiyogram duyarlılık testleri konvansiyonel yöntemler ve BD Phoenix System (Beckton Dickinson, ABD) ile yapıldı. GSBL pozitifliğini saptamak amacıyla kombinasyon disk testi kullanıldı. Bulgular: Yetmiş beş preterm ve term bebekten toplam 115 GSBL pozitif suş izole edildi. Bu suşlar K. pneumoniae (n=68, %59, 1), E. coli (n=42, %36, 5) ve K. oxytoca (n=5, %4, 3) idi. En sık enfeksiyonlar; idrar yolu enfeksiyonu (n=41, %35, 7), pnömoni (n=34, %29, 6) ve bakteriyemi (n=30, %26, 1) idi. Kültür pozitifliğinin %93, 0’ı (n=107/115) doğumdan 7 gün sonra görüldü. Çalışmaya dahil edilen 75 olgunun %64’ünün (n=48/75) hastanede yatış süresi 30 günden fazlaydı. Bu suşların tamamı amoksisilin-klavulonat, ampisilin, ampisilin-sulbaktam, piperasilin ve bir K.oxytoca suşu hariç sefalosporin grubu antibiyotiklere dirençli iken, suşların tamamı imipenem ve ertapeneme duyarlıydı. Sonuç: Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde preterm ve term bebeklerde GSBL pozitif suşlarda antibiyotik direnci giderek artmaktadır. Her hastanenin belirli periyotlarda kendi GSBL pozitif bakteri dağılımlarını, antibiyotik direnç oranlarını ve enfeksiyon risklerini belirlemesi, antimikrobiyal tedavilerin antibiyogram sonuçlarına göre seçilmesi, tedavi başarısını artıracağı gibi, GSBL üretimini ve direnç gelişimini önleyebilir.