Türk Medline
Dokran

YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE HEMŞİRELİK TANILARININ BELİRLENMESİ VE NANDA TANILARINA GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

ESRA AKIN KORHAN, GÜLENDAM HAKVERDİOĞLU YÖNT, AYŞE DEMİRAY, ALİYE AKÇA, AYNUR EKER

Sağlık Bilimlerinde Değer - 2015;5(1):16-21

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü

 

Bu araştırma, bir üniversite hastanesinin yetişkin genel yoğun bakım ünitesinde son bir yıl içinde tedavi görmüş olan hastaların hemşirelik bakım planlarında yer alan hemşirelik tanılarının belirlenmesi ve tanıların The North American Nursing Diagnosis Association (NANDA) tanılarına göre uygunluğunun değerlendirilmesi amacı ile yapıldı. Tanımlayıcı ve retrospektif nitelikteki bu araştırma bir üniversite hastanesinin genel yoğun bakım ünitesinde gerçekleştirildi. Araştırmanın örneklemini 1 Kasım 2011- 1 Kasım 2012 tarihleri arasında yoğun bakım ünitesinde yatan 277 hastanın hemşirelik bakım planı oluşturdu. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan birinci bölümde hastanın kişisel ve tıbbi tanısına ilişkin soruların, ikinci bölümde ise Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntülerine göre gruplandırılmış 2009- 2011 NANDA hemşirelik tanı listesinin yer aldığı veri toplama formu kullanılarak toplandı. Veriler sayı ve yüzdelik dağılımla değerlendirildi. İncelenen bakım planlarında hemşireler tarafından iki tanesi kollobratif sorunlara yönelik belirlenmiş tanılar olmak üzere toplam 26 farklı hemşirelik tanısının kaydedildiği ve bazı tanıların ifadelerinde ise standart terminoloji açısından hatalar olduğu saptandı. Belirlenen tanılar incelendiğinde ise; bilgi eksikliği (%89.5), enfeksiyon riski (%85.9) ve bireysel bakımda yetersizlik (%34.7) tanılarının en fazla belirlenen tanılar olduğu tespit edildi. Hemşirelik bakım planlarında cinsellik ve üreme biçimi ile inanç ve değerlere ilişkin hemşirelik tanılarının yer almadığı belirlendi. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlara göre yoğun bakım ünitesinde hemşirelik bakım planlarının kullanıldığı ancak yoğun bakımda tedavi gören bir hastanın hemşirelik bakımı gereksinimleri düşünüldüğünde hemşirelik bakım planlarında belirlenen tanıların yeterli olmadığı, hastaların yaşadığı stres ve biyopsikososyal alanların göz ardı edilip, fizyolojik alana odaklanıldığı ve hasta bakımının bütüncül değerlendirilmediği söylenebilir.