Türk Medline
Dokran

KOCAELİ'NDE SON YEDİ YILDA SAPTANAN 250 MEME KARSİNOMUNUN HİSTOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ (1998 - 2004)

GUPSE TURAN, SEVGİYE KAÇAR ÖZKARA

Türkiye Ekopatoloji Dergisi - 2005;11(2):59-64

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Kocaeli

 

Amaç: Bu çalışmada, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı'nda tanı alan malign meme tümörlerinin dökümünü yaparak, bunların histopatolojik ve prognostik özelliklerini sınıflamaktır. Gereç ve yöntem: Toplam 250 meme kanseri olgusu yaş, tümörün yerleşim yeri, boyutu, histopatolojik tipi, diferansiasyon derecesi, lenf düğümü tutulumu, perinodal, lenfovasküler ve perinöral invazyon durumu, in-situ karsinom ile birlikteliği, hormon reseptör ve c-erb-B2 sonuçları çıkarılarak dökümante edildi, evrelendirildi. Histopatolojik veriler istatistiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Bölümümüzde son yedi yılda 250 yeni hasta meme karsinomu tanısı almıştır. Olgularımız daha çok 50 yaşın üzerinde olup, en sık sol meme üst dış kadranda tümör saptanmıştır. Tümör boyutu, çoğunlukla 2 cm'nin üzerinde olup, en sık görülen histopatolojik tip invaziv duktal karsinomdur. Tümörlerin büyük bölümü orta ve az diferansiye gruplardadır ve olguların %64.7' sinde lenf düğümü tutulumu saptanmıştır. Tümörlerin büyük bir bölümü ileri evrelerde tanı almıştır. En önemli prognostik parametre olarak kabul edilen lenf düğümü tutulumu ile tümörün boyutu ve diferansiasyon derecesi, metastatik lenf düğümlerinin boyutu, perinodal yumuşak doku invazyonu, lenfovasküler ve perinöral invazyon ve evre arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı (p<0.05). Sonuç: Meme kanseri sıklığı, kadın nüfusu içerisinde ilk sıradadır. Kendi olgularımıza ait histopatolojik ve prognostik özelliklerin bilinmesi, kendi bölgemize ve ülkemize ait varsa farklılıkların ortaya çıkarılmasına yardımcı olacaktır. Meme kanserlerinin, erken evrede tanı almasını sağlamak için ulusal tarama programı oluşturulmalıdır.