Türk Medline
Dokran

MISIR PÜSKÜLÜ İLE TEMAS SONRASI ENDOFTALMİYE İLERLEYEN FUSARİUM KERATİTİ: OLGU SUNUMU

ALPEREN CEYLAN, FATMA ESENKAYA TAŞBENT, SELMAN BELVİRANLI, BUSE UZUNLU, GÜNHAL ŞATIRTAV, REFİK OLTULU, HÜMA GÖKMEN

Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Dergisi - 2024;54(1):72-77

Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Konya, Türkiye

 

Filamentöz bir mantar cinsi olan Fusarium, toprakta ve bitkiler üzerinde yaygın olarak bulunur. Çeşitli risk faktörlerinin kolaylaştırıcı etkisiyle Fusarium keratiti hızla ilerleyip kornea tahribatına ve endoftalmiye yol açabilir. Bu olguda, 50 yaşında erkek hasta, tarlada çalışırken gözüne mısır püskülü girmesi sonrası sol gözde ağrı ve görmede azalma gibi şikayetlerle bir göz kliniğine başvurmuş ancak verilen tedaviye rağmen şikayetlerinin gerilememesi üzerine üniversite hastanesi göz hastalıkları kliniğine yönlendirilmiştir. Sol gözde konjuktival hiperemi ve korneal opasite bulanan hastanın yapılan biyomikroskopik ön segment muayenesinde korneada inferior parasantral yerleşimli 5x5 mm genişlikte epitel defekti ve tüysü kenarlı sarı-beyaz renkli stromal infiltrat olduğu görülmesi üzerine mantar enfeksiyonu düşünülmüştür. Kültür ekimleri sonrasında üreyen küf kolonileri incelenmiş ve laktofenol pamuk mavisi boyalı bakıda görülen yapıların Fusarium spp. ile uyumlu olduğu görülmüştür. İzole edilen suş, dizi analizi yöntemi ile tür düzeyinde tanımlanmış ve etkenin ?Fusarium solani tür kompleksi? olduğu belirlenmiştir. Uygulanan tüm medikal tedavilere ve cerrahi müdahalelere rağmen gözün iç yapılara ilerlemiş olan enfeksiyon kontrol altına alınamamış ve evisserasyon ameliyatı yapılmıştır. Evisserasyon sonrası takiplerde herhangi bir enfeksiyon bulgusu ile karşılaşılmamıştır. Fusarium solani, literatürde antifungal direnci yüksek bir etken olarak bildirilmektedir. Nitekim bu olguda, sağlık kuruluşlarına başvurmada muhtemel gecikme ve Fusarium solani gibi dirençli bir küf mantarının etken olması; klinik bulguların ciddi seyretmesine ve uygulanan tedavi protokollerine rağmen endoftalmi sonucu gözün kaybedilmesine neden olmuştur. Bu olgunun, etkenin bulaş şekli ve klinik seyri açısından dikkate değer olduğu düşünülmektedir.