Türk Medline
Dokran

TRİPLE-NEGATİF MEME KANSERİNİN SEYRİ: TÜRK ONKOLOJİ GRUBU ÇALIŞMASI

YEŞİM ERALP, LEYLA KILIÇ, GÜL ALÇO, GÜL BAŞARAN, MUTLU DOĞAN, DİLEK DİNÇOL, SENEM DEMİRCİ, FİKRİ İÇLİ, HANDAN ONUR, PINAR SAİP, AYFER HAYDAROĞLU

European Journal of Breast Health - 2014;10(4):209-215

Fırat Üniversitesi Hastanesi, Medikal Onkoloji AD, Elazığ, Türkiye

 

Amaç: Triple-negatif meme kanseri (TNBC) erken nüks riski ve viseral tutulum sıklığı nedeniyle diğer meme kanseri alt tiplerine göre daha kötü prognostik grupta yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı Türk toplumunda metastatik olmayan TNBC hastalarının seyirlerini ve çeşitli klinikopatolojik faktörlerin prognoz üzerine etkisini araştırmaktır. Yöntem ve Gereçler: 1993-2007 yılları arasında takip edilen 364 TNBC hastası arasında metastatik olmayan 316 hastanın verileri retrospektif olarak taranmıştır. Çeşitli değişkenlerin prognostik önemi Kaplan-Meier ve Cox çok değişkenli analizle değerlendirilmiştir. Bulgular: Hastaların medyan yaşı 50 idi (24-82 yaş). Beş yıllık genel sağkalım (OS) ve hastalıksız sağkalım (DFS) oranları %84.6 ve %71.6 idi. Tek değişkenli analizde ise lokal ileri hastalık (p=0.001), ileri patolojik evre (p=0.021), tümör çapı (p<0.001), lenf nodu metastazı varlığı (p=0.006), yaygın nodal tutulum (p<0.001) DFS için prognostik açıdan anlamlı bulunurken, ileri patolojik evre (p=0.017), yaygın lenf nodu tutulumu (p<0.001), tümör çapı (p=0.001) ve ailede meme kanseri öyküsü (p=0.05) OS için anlamlı olarak saptandı. Çok değişkenli analizde ise tümör çapı, lenf nodu metastazı varlığı DFS için anlamlı iken [sırasıyla, risk oranı (HR): 3.03, 95% CI: 1.71-5.35, p<0.001 ve HR: 1.77, 95% CI: 1.05- 3.0, p=0.03], OS’yi etkileyen tek faktör ileri patolojik evre idi (HR: 2.81; 95% CI, 1.27-6.22, p=0.01). Sonuç: Bizim hasta grubumuzda TNBC hastalarının seyri diğer çalışmalardaki TNBC hastalarının seyrine benzerlik göstermektedir. Tümör çapı ve lenf nodu metastazı varlığı DFS üzerinde olumsuz etkisi olan bağımsız faktörler iken ileri tümör (T) evresi OS için negatif prognostik faktör olarak saptanmıştır.